Yükleniyor

Basında Çıkan Haberler - TapuEkspertiz.com

DEPREMDE BİNALAR NEDEN YIKILIR?

Depremde binaların yıkılması ve bunlara önlem alınamayışının en büyük nedenleri;

1) Yanlış yer seçimi

2) İmar planlarına yapılan müdahale

3) Yönetmelik ve mevzuata aykırı yapılar

4) Denetimsizlik

5) İmar afları

6) Yanlış kentsel dönüşüm uygulamaları, başlıklarını sayabiliriz.

Yanlış Yer Seçimi;

Türkiye’de özellikle 1950 yılından sonra hızlı kentleşme planlamanın önüne geçmiş, yanlış yer seçimi doğal felaketlerin ve yıkımların başlıca nedeni olmuştur. Ülkemizde bina yerleşiminde yanlış zemin kullanıyoruz. Geçmiş yerleşimlere baktığımızda (Bursa, Mardin gibi şehirler) insanların dağlara ve yamaçlara doğru yerleştiklerini, ovaları, vadileri, dere kenarlarını boş bıraktıklarını görüyoruz. Oysa bugün şehir planlarına baktığımızda ısrarla ovalara, verimli bahçelere, zeytinlik alanlarına yerleşmeye devam ediyoruz. Depremde bina öldürür söylemi tek başına yeterli değildir. Binanın yanı sıra alüvyon zemin, fay hattı gibi yanlış yer seçimi sonrası bu zeminler üzerine inşa edilen denetimsiz yapıların can kaybına neden olduğu unutulmamalıdır. Doğru olan, doğru zemine doğru bina ve doğru denetimdir.

İmar Planlarına Yapılan Müdahale;

İmar planları ile bir kentin veya bir alanın fiziksel, sosyal, ekonomik ve estetik açıdan iyileştirilmesi, korunması ve geliştirilmesi için gerekli görülen hukuki düzenlemeler yapılır. İmar planları kamu yararı gözetilerek, şehrin geleceğini düzenler ve 20-30 yıllık projeksiyonlar yapılarak tasarlanır. Planlar yapılırken konut gelişme alanları, sanayi bölgesi, ticari ve turizm potansiyeli dikkate alınarak nüfus planlaması yapılır. Nazım imar planı ya da Uygulama imar planlarının ihtiyaca cevap veremediği durumlarda plan bütünlüğü ve şehircilik ilkeleri doğrultusunda tadilatlar yapılabilir. Ancak siyasiler ve şehrin güç odakları tarafından parsel bazında ranta dönük yapılan plan tadilatları ile imar planına müdahale edilerek plan bütünlüğü bozulmaktadır. Örneğin imar planında okul alanı olan bir yeri 10 kat konut alanına çevirdiğinizde, yan parsel için emsal teşkil etmekte ve bu durum diğer parsellerinde aynı talepte bulunmak istemeleri ile bölge için ayrılmış yeşil alan, eğitim, sağlık, otopark gibi kamusal üst yapı ile alt yapının yetersiz olmasına, sağlıksız kentlerin oluşmasına sebep olmaktadır. Planlara bu kadar kolay müdahale edilmemelidir. Son dönemlerde deprem toplanma alanlarının yapılaşmaya açıldığı ve özellikle İstanbul’da toplanma alanları sıkıntısı olduğu görülmektedir.

Yönetmelik ve Mevzuata Aykırı Yapılar;

“3194 sayılı İmar Kanunu madde 20; yapının imar planı, yönetmelik, ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılabileceğini belirtmiştir.” Yapının bu sayılanlardan herhangi birine aykırı olması halinde imara aykırı, kaçak yapı haline gelecektir. Yasal olmayan kaçak yapıları şu şekilde sıralayabiliriz. - Ruhsatsız yapılar - Proje ve ruhsat eklerine aykırı yapılar, proje harici büyümeler - Taban alanı ve kat alanı katsayısına uymayan yapılar - İmar planı çekme mesafesine ve plan notlarına uymayan yapılar - İmar planlarında yol, yeşil alan, spor alanı, otopark gibi kamu hizmet alanlarına inşa edilmiş yapılar - Kırsal bölgelerde köy muhtarlığından izin alınmadan fen koşullarına uygun yapılmayan yapılar - Komşu parsele tecavüzlü yapılar

Denetimsizlik;

1999 Gölcük depreminden önce yapı denetimi olmadığından yapılar maalesef denetlenemiyordu. Denetimsizlikten doğan aksaklıkları gidermek, sorumlularını cezalandırmak ve mağdur durumdakilerin kayıplarını hukuki yollarla karşılayabilmek için yeni bir yasal düzenleme yapılmış ve 2001 yılında 4708 sayılı kanunla yürürlüğe girmiş, 19 il pilot bölge olarak seçilmiş, 2010 yılında tüm Türkiye’ye yaygınlaştırılmış ve yapılar denetime tabi tutulmuştur. 2000 yılından önce yapı denetiminin olmamasından dolayı binanın sağlamlığı tamamen müteahhitlerin, kalfaların ve işçilerin inisiyatifine kalmıştı. 1999 Depremleri sonrasında yürürlüğe giren ve 2018 yılında güncellenen Türkiye Deprem Bina Yönetmeliği`ne göre inşa edilmiş olması beklenen yapıların da en son Maraş, Hatay bölgesinde meydana gelen depremlerde yıkılması, uygulamaların ve denetimlerin zayıf olduğunu göstermektedir. Gölcük’te 7,4 ve Düzce’de 7,2 büyüklüğündeki büyük depremlerinin üzerinden 24 sene geçmesine rağmen, şehir planlama yaklaşımlarında, yapı denetim ve yapılaşma sürecinde depreme karşı önlemlerin gerek devlet gerek Belediyelerce alınmadığı veya denetim eksikliğinin sürdüğü görülmektedir. Vatandaş olarak da eğitim ve bilgi eksikliğinin çok fazla olduğu görülmektedir. Binalarda yapılan incelemede iskandan sonra bazı duvarların kaldırıldığı, ilave kat veya çıkmalar yapıldığı, kolonların kesildiği, kolon ve kirişlerin kırılarak veya delinerek tesisat boruları, elektrik kabloları geçirildiği, statik projeden aykırı kolon kaydırması veya kolon küçültmesi yapıldığı gibi mal sahiplerinin ve işçilerin bilgisizliğinden ve cezai sorumlulukları olmamasından dolayı taşıyıcı sistemde yapılan tahribatların binaların yıkım riskini arttırdığı görülmektedir. Çözüm olarak işçilerin/ustaların ticari bir işletmeye ve meslek odasına bağlı, sertifikalı ve denetime tabi olması, ayrıca periyodik olarak zorunlu eğitimden geçmeleri gerekmektedir.

İmar Affı;

Bir yandan kaçak yapılara ve gecekondulara af çıkarıp bir yandan da gecekondu yapımını yasaklamış olan bugüne kadar çıkarılmış tüm af yasaları(Tablo 1), ilk yıllarda gecekondu sayısında, sonraki yıllarda ise imar mevzuatına aykırı yapılan yapılarda artışa neden olmuştur. Genellikle kentin çeperlerinde çarpık, ruhsata aykırı olarak inşa edilen gecekondu yapıları ve mahalleleri kentsel dinamikleri etkilemeye başlamıştır. İlk başlarda az sayıda olan gecekondular, belli bir sayıya ulaşıp seçimlerde politik güce erişince yerel idareye mülkiyet hakkı ve yasallaşma ile ilgili talepte bulunmaya başladılar. Bu talepler Cumhuriyet tarihinde 20’den fazla imar affının çıkmasına neden olmuştur. Bugüne geldiğimizde, çoğunlukla imar aflarıyla mülkiyet sorununu çözen eski gecekonduluların yeni sorunları; imar hakları, altyapı, ulaşım vb. sorunlar olmaya başlamıştır. Türkiye, üst üste çıkarılan imar affı yasalarıyla yaratılan, “nasıl olsa imar gelir” anlayışı ile ilk başlarda gecekondulaşmayı, son yıllarda da imarlı alanlardaki mevzuata aykırı yapılaşmayı toplum gözünde meşrulaştırmıştır. Geçmişten beri oy potansiyeli olarak görülen gecekondu bölgelerinin talepleri doğrultusunda çıkarılan af yasaları, kısa süreli çözüm gibi görünse de esasında büyük bir sorunun geçici bir süreliğine üzerini örtme ve bundan faydalanma anlamını taşımaktadır. Bütün imar afları son olmak üzere çıkarılmıştır. Çıkarılan her imar affının kapsamı bir öncekinden daha fazla olmuştur. Şu anda gündemde olan İmar Barışı olarak bilinen 7143 sayılı İmar Affı ise şimdiye kadar çıkarılan yasaların en geniş kapsamlı olanıdır. Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilmiştir. Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili bu Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilmiştir. Bu tür aflar, yasal olmayan yollarla üretilen yapılara resmiyet kazandırmakta, böylece tüm planlama süreçlerini en basit tabiriyle geçersiz kılmaktadır. Bu sebeple, imar aflarının merkezi yönetim tarafından asla gündeme getirilmemesi gerekmektedir.

Yanlış Kentsel Dönüşüm Uygulamaları;

İnsanların yıllardır bir arada yaşadıkları kentler sadece birer yapı değildirler. Kentler de tıpkı insanlar gibi doğarlar, büyürler, nefes alırlar, insanlarla birlikte gelişirler ve zamanla eskiyip yıpranırlar. Kentler için bu yıpranma durumu “hastalık dönemi” olarak tanımlanmaktadır. Kentlerin içinde bulundukları bu durumlardan kurtulmaları amacıyla yapılan çalışmalar kentsel dönüşüm kavramının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Türkiye’de kentsel dönüşüm alanında çıkarılmış en son ve kapsamlı kanun; 6306 sayılı, 31.05.2012 de resmî gazetede yayımlanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi hakkındaki kanundur. Bu kanunla Riskli alan, Rezerv Alan ve Riskli Yapı gibi kavramlar ortaya çıkmıştır. Bu kanunla özellikle afet riski taşıyan 2000 öncesi yapıların dönüştürülmesi amaçlanmış, aslında bir nevi arsa sahibi ve müteahhit arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi gibi görünen, idarenin geri planda kentsel dönüşümü teşvik edici vergisel avantajlarla ile desteklediği ve bir uygulama olduğunu söyleyebiliriz. Kentsel dönüşüm kapsamında binanız Riskli Yapı raporu aldı ise aşağıdaki destek ve teşviklerden yararlanabilirsiniz. - Bina inşa ederken Tapu ve Kadastroya ödenecek tüm harçlardan muafiyet, - Noter harçlarından muafiyet, - Belediyeye ödeyeceğiniz ruhsat harçlarında muafiyet - Veraset ve İntikal vergilerinden muafiyet, - Damga vergisinden muafiyet - Kullandırılacak kredilerden dolayı lehe alınacak paralar sebebiyle Gider Vergileri Kanunu uyarınca alınması gereken banka ve sigorta muameleleri vergisinden muafiyet. - 18 ay boyunca 1.500 TL kira yardımı - Uygun banka konut kredisi 2000 yılı öncesi inşa edilen binaların büyük bir kısmı risk taşıyor. 2000 öncesi yapılan yapıların tamamının riskli alan olarak ilan edilmesi ve ivedilikle dönüştürülmesi gerekiyor. Kentsel dönüşümde teşvikler artırıldı ancak hala bürokrasi engeli var. Yeni imar yönetmeliği ve otopark yönetmeliği ile beraber dönüşümde şartlar daha da zorlaştırıldı. Önceliğimiz riskli binaları yıkarak güvenli binalar inşa etmek olmalı. Afetlerle sürekli karşı karşıya kalan ülkemizde kitlesel can kayıplarının yaşanmasının en büyük sebebi niteliksiz yapı stokudur. Deprem bölgesinde yer alan ve afet riski taşıyan illerimiz başta olmak üzere; bir an önce riskli yapı stokunun tespit edilmesi ve bu yapı stokuyla beraber kentsel dokunun bilimsel verilere uygun olarak dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu dönüşüm sürecinde araziden ve yapılaşmadan elde edilecek rant değil, kentin tarihsel geçmişini, kültürünü, iklimini, demografik yapısını, ekonomisini gözeten, insanları koruyan, güvenli barınma hakkını gözeten sağlıklı kentsel alanların inşa edilmesi önemlidir. Bu nedenle kentsel dönüşüm, yapı ölçeğinde ve temel karar vericinin müteahhit olduğu bir süreç içinde değil, kamu otoritesinin bölge ve kent ölçeğinde yerel halk ile süreci yönettiği bir yaklaşımla ilerlemelidir. Hazırlanacak projelerde devlet dışındaki diğer aktörlerin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Günümüzde kentsel dönüşüm kavramı bilinçli dönüşümden hareketle tanımlanmaktadır. Bu doğrultuda oluşturulacak projelerin, rant elde etme amaçlı değil, bölge insanının sorunlarını çözme amaçlı oluşturulmalıdır. Yani dönüşüm bölgelerinde projelerin sadece ekonomik değil toplumsal yönü de göz önünde bulundurulmalıdır.

22.02.2023

Mete GÜLBAŞ

Şehir ve Bölge Plancısı (Oda sicil no:1783)

SPK Lisanslı Gayrimenkul Değerleme Uzmanı

(Lisans No: 400141)

Yabancıya Satışta SPK Lisanslı Değerleme Kuruluşu Zorunluluğu

Yabancıya satışta yeni sistem artık tüm ülkede devrede. Sistem ile; değerleme firmaları yapay zeka tabanlı bir algoritma ile otomatik olarak atanıyor. Raporlar artık daha tarafsız ve bağımsız.

Kentsel dönüşümde önemli değişiklik! Kira yardımı 48 aya çıktı

Riskli ve rezerv yapı alanlarında kira yardımı süresi 1 yıl uzatıldı.

6306 Sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Düzenleme kapsamında riskli ve rezerv yapı alanlarında Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenecek kira yardımı süresinin üst sınırı 1 yıl uzatılarak, 36 aydan 48 aya çıkarıldı.

Ayrıca daha önce, dönüşüm projeleri özel hesabının finansman durumu gözetilerek Bakanlıkça uygun görülmesi halinde kira yardımının ilk 5 aya kadar olan kısmı peşin ödenebiliyordu. Değişiklikle bu süre de 1 yıla yükseltildi.

Yönetmelik, 1 Ocak 2020'den itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/kentsel-donusumde-onemli-degisiklik-kira-yardimi-48-aya-cikti-41502180

2020 de Tapu’da ekspertiz dönemi başlıyor

Gayrimenkul alım satımlarında tapu harcı gerçek devir bedeli üzerinden alınacak. Gayrimenkul satışlarında öncelikle ekspertiz raporu alınacak. Harç bedeli, ekspertizin belirleyeceği değer üzerinden hesaplanacak. Tapu harcında indirim de gündemde. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç’ın haberi:

Dijital işlem vergisi, değerli konut vergisi ve konaklama vergisi adıyla üç yeni vergi getiren yasa teklifi TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Teklif ile gayrimenkul alım satımlarında alınan tapu harcıyla ilgili önemli değişiklik yapılıyor.

OCAK 2020'DE YÜRÜRLÜĞE GİRECEK

Konut alım satımlarında alıcı ve satıcı tarafından yüzde 2’şer oranında tapu harcı ödeniyor. Harç, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere beyan edilen değer üzerinden hesaplanıyor. Yeni düzenleme uyarınca, gayrimenkulün devir bedeli, emlak vergisi değerinin yanı sıra Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün belirleyeceği değerin altında olamayacak. Yeni düzenleme 1 Ocak 2020 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girecek.

EV SATARKEN EKSPERTİZ RAPORU İSTENECEK

Tapu Kadastro Genel Müdür Vekili Zeki Adlı, milletvekillerinin soruları üzerine değer tespitinin nasıl yapılacağını anlattı. Adlı, gayrimenkul değerinin, Sermaye Piyasası Kurumu (SPK) tarafından yetkilendirilen şirket ve gayrimenkul değerleme uzmanlarının hazırlayacağı rapor ile tespit edileceğini söyledi. Gayrimenkul satmak isteyenlerin önce tapuya başvurup değerleme uzmanı isteyeceğini kaydeden Adlı, uzmanlarca hazırlanacak rapora iki defa itiraz hakkı tanınacağını anlattı. Adlı, bankaların değer tespitini 650 TL’ye yaptırdığını, kendilerinin 450-500 TL ücretle yapılmasını sağlayacaklarını ifade etti.

Vatandaş, itiraz durumunda ilk iki rapor için ücret ödeyecek, üçüncüsü için ödemeyecek. Vatandaşın uzman arayışına girmeyeceğini, uzmanların sistemden seçileceğini kaydeden Adlı, şu anda 140 şirket ve 9 bin dolayında değerleme uzmanı bulunduğunu söyledi.

ANA CADDEYE HASTANEYE MESAFEYE BAKILACAK

CHP’li Akif Hamzaçebi, devletin alacağı harcın matrahının özel şirket tarafından belirlenmesinin doğru olmadığını belirtirken, Zeki Adlı, bu şirketlerin SPK tarafından lisanslandırıldığını söyledi. Adlı, değer tespiti yapılırken gayrimenkulün zemini, hastaneye ana caddeye mesafesi, cephesi, inşaatta kullanılan malzemenin cinsi gibi 20-30 değişkenin dikkate alınacağını ifade etti.

Adlı, değer tespitinin 2 gün içinde tamamlanacağını, satıcının, müşteriyi bulup getirdiği zaman satış için beklemeyeceğini söyledi. Zeki Adlı, bu uygulamanın 6 ay sonra başlayacağını belirtti.

TAPU HARCINDA İNDİRİM SİNYALİ

Büyükşehirlerde konut satışlarında alıcı ve satıcı tarafından yüzde 2’şer oranında tapu harcı alınıyor. Gayrimenkul piyasasını canlandırmak amacıyla yıl sonuna kadar bu oran yüzde 1.5 olarak uygulanıyor.

Plan Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan, gayrimenkul devir işlemlerinin gerçek değer üzerinden yapılmaya başlamasıyla bu oranların düşürülmesi konusunda bir hazırlık olduğunu bildiğini söyledi.

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Dinç, yeni sistem layıkıyla uygulanmaya başladığında alım satım işlemlerinin gerçek değer üzerinden gösterileceğini, dolayısıyla şu anki oranlara ihtiyaç kalmayacağını belirtti.

https://www.haberturk.com/son-dakika-tapu-harcinda-yeni-donem-haberler-2536720-ekonomi

Gayrimenkul sektöründe yapısal reformlar yapıldı

Başkan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan iki kararnameyle gayrimenkul sektöründe önemli düzenlemeler yapıldı.

Gayrimenkulde yeni dönem başlıyor. Taşınmaz değerleme bilgi merkezi kurulacak, değer haritaları çıkarılacak. Yurtdışında tapu ve kadastro temsilcilikleri açılacak Başkan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan iki kararnameyle gayrimenkul sektörünün yeniden yapılandırılması, atamalar, kamu kurumlarının teşkilat yapılarının düzenlenmesi ve personel rejiminde yapısal reformlar yapıldı. Bu düzenlemeler kapsamında ilk kez taşınmaz değerleme bilgi merkezi kurulacak, gayrimenkul değer haritaları çıkarılacak. Yurtdışında tapu ve kadastro temsilcilikleri kurulacak. Yerli, yabancı Türkiye'ye gelmeden tapu işlemini yapılabilecek. Taşınmazların değeri toplu değerleme yöntemiyle belirlenecek.

  • TAŞINMAZDA YENİ DÖNEM: Toplulaştırma, kamulaştırma, imar uygulamalarının etkinliğini artırma, piyasanın daha sağlıklı işlemesini sağlamak için Taşınmaz Değerleme Dairesi Başkanlığı kuruluyor. Başkanlık, taşınmazların değerini belirleyecek.
  • DEĞER HARİTALARI: Türkiye'deki bütün taşınmazların değer haritaları çıkarılacak. Taşınmazların toplu değerleme yöntemleriyle değerini belirleyerek değer bilgi merkezi kurulacak.
  • YURT DIŞI TEMSİLCİLİKLER: Yurtdışında tapu ve kadastro temsilcilikleri açılacak. Yurtdışındaki Türk vatandaşları, yabancı uyruklu kişiler Türkiye'deki taşınmazlara ilişkin tapu işlemlerini bulundukları ülkelerde yapabilecek. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Cumhurbaşkanı kararıyla yurtdışında şirket kurabilecek.
  • https://www.emlaktasondakika.com/haber/sektorden-haberler/gayrimenkul-sektorunde-yapisal-reformlar-yapildi/142705

Gayrimenkul satışında "gerçek değer" zorunluluğu

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ev, işyeri ve arsaların gerçek değerini şehir şehir, ilçe ilçe tek tek belirleyecek. artık hiç kimse değerinin altında satış gösteremeyecek. Tapuda gerçek değerinde satış 2019'da başlıyor.

Gülistan Alagöz'ün Hürriyet'teki haberine göre, gayrimenkul sektörünü etkileyecek çalışmayla Türkiye'deki bütün ev, arsa ve işyerlerinin gerçek değerini gösteren harita çıkarılacak.

Değerlerdeki düşüş ve yükseliş anında haritaya yansıyacak. Tapudaki satışta haritadaki değer dikkate alınacak, buna göre harç kesilecek. Artık 500 bin liralık ev, 200 bin liraya satılmış gibi gösterilemeyecek.

2019 İÇİN ACİL EYLEM PLANI

2022 yılında geçilecek bu uygulama öncesi oluşacak vergi kaybını önlemek isteyen bakanlık, ara formül hazırladı. 2019 yılında yürürlüğe girecek formüle göre ev, arsa veya işyeri satacak olanlar, değerleme şirketlerinden ekspertiz raporu alacak. Tahminen 250-300 liraya temin edilecek raporla tapuya gidip gerçek değer üzerinden satış yapabilecek.

https://www.bloomberght.com/haberler/haber/2176618-gayrimenkul-satisinda-gercek-deger-zorunlulugu

Konut alanlar 2019'da ne kadar tapu harcı ödeyecek?

Gayrimenkul alım satım işlemleri sırasında satın alacak ve satacak kişiden tapu hizmet bedeli tahsil ediliyor. Peki, konut alanlar 2019'da ne kadar tapu harcı ödeyecek?

Gayrimenkul alım satımı esnasında tapuda yapılan devir işlemi için tapu harcı ödenmesi gerekiyor. Tapu harçlarını alıcı ve satıcılar ayrı ayrı ödüyor. Bu bedel ödenmeden tapu devir işlemi yapılamıyor.

Tapu harcı, işlemlerin nevi ve mahiyetine göre, değer esası üzerinden nispi veya maktu olarak tahsil ediliyor. Gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu harcı, emlak vergisi değerinden az olmamak kaydı ile beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden ödeniyor. “Emlâk vergisi değeri” ifadesi; 1319 sayılı Emlâk Vergisi Kanunu’nun 29’uncu maddesine göre belirlenen vergi değeri oluyor.

Tapu harcı oranları her sene Harçlar Kanunu Genel Tebliği kapsamında belirlenerek yeniden açıklanıyor. 2019'da uygulanacak tapu harcı oranları Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı. Peki, konut alanlar 2019'da ne kadar tapu harcı ödeyecek?

Yeni yıla girerken konut ve işyerleri için geçtiğimiz sene uygulanan tapu harcı indirimi 3 ay daha uzatıldı. Mart ayı sonuna kadar konut alanlar binde 20 değil, binde 15 oranında harç ödeyerek tapularını alabilecekler.

Tapu harcı hesaplama örneği...

300 bin TL değerinde olan bir evin alınması durumunda Mart ayı sonuna kadar ve 1 Nisan itibariyle ödenmesi gereken harçlar şu şekilde olacak;

Evin değeri: 300 bin TL

Tapu harcı oranı: Binde 15 (Mart sonuna kadar) Tapu harcı bedeli: 4 bin 500 TL Toplam ödenecek harç: 9 bin TL

Evin değeri: 300 bin TL

Tapu harcı oranı: Binde 20 (1 Nisan itibariyle) Tapu harcı bedeli: 6 bin TL Toplam ödenecek harç: 12 bin TL

Elde edilen kar: 300 bin TL değerindeki bir ev için alıcı 2 bin 500 TL, satıcı 2 bin 500 TL olmak üzere 5 bin TL.

https://emlakkulisi.com/konut-alanlar-2019da-ne-kadar-tapu-harci-odeyecek/596733

Son Dakika... İmar barışı 2019 başvuru şartları nedir?

Uzatılan imar barışı başvurularında 2019 tarifesi belli oldu. Buna göre arsa rayiç bedellerinde 2019 yılı dikkate alınacak. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Emlak Danışmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, “31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılmış ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılar için Yapı kayıt Belgesi başvuru süresi 15/06/2019 tarihine kadar, yapı kayıt bedeli ödeme süresi ise 30/06/2019 tarihine kadar uzatılmıştı. Uzatma sonrası teknik güncellemeler nedeni ile başvurular 1 Ocak’tan itibaren alınmıyordu. Çalışmaların tamamlanması sonrası, Yapı Kayıt Belgesi başvuruları tekrar başladı. Buna göre yapılacak başvurularda arsa ve arazi birim değerlerinin 2019 değeri esas alınacak” dedi.

Ülke genelinde kaçak yapılan konutları ilgilendiren imar barışı süresi uzatıldı. Milyonlarca kişinin faydalandığı İmar Barışı'na 10 milyon kişi başvuru yaptı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan karar ile 31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılmış ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılar için Yapı Kayıt Belgesi başvuru süresi 15 Haziran 2019’e kadar uzatıldı. Uzatılan imar barışı başvurularında 2019 tarifesi belli oldu. Buna göre arsa rayiç bedellerinde 2019 yılı dikkate alınacak. 2019 İmar barışı tarife ücreti ve İmar barışı hesaplama başvuru şartları haberimizde

“Arsa - Arazi değerleri yüzde 11,865 arttı”

Yapılan düzenleme ile yapı sınıfı bedellerin değişmediğini lakin cadde ve sokak rayiç değerlerinin yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde arttığını belirten Özelmacıklı, “Arsa ve arazilerinin 2019 yılı vergi değerleri, 2018 yılı vergi değerlerinin, bu yıla ait yeniden değerleme oranının yarısı olan (yüzde 23,73/2) yüzde 11,865 (on bir virgül sekiz yüz altmış beş) oranında artırılması suretiyle bulunan değer oldu. Buna göre 2018 yılında rayiç değeri 3 bin TL olan arsa için 2019 yılında bu değer 3559,5-TL olarak esas alınacak. Yeni yıla ait ait arsa birim değerleri, ilgili belediye müracaat ile ya da belediyenin internet siteleri üzerinden arsa rayiç sorgulamaları ile öğrenilebilir” dedi.

“Taksitlendirme önemli bir ihtiyaç”

Ödemelerde taksitlendirmenin önemli bir ihtiyaç olduğunu dile getiren Özelmacıklı, “İmar Barışında Yapı Kayıt Belgesi bedeline her malik kendi bağımsız bölümünün kullanım durumuna göre eşit olarak katılmak zorunda. Çünkü iskansız yapılarda Yapı Kayıt Belgesi bedelinin tamamı ödenmeden Yapı Kayıt Belgesi düzenlenmiyor. Lakin sahada görüyoruz ki binadaki maliklerden bazıları ödeme yapmayınca işlemler yapılamıyor ve tıkanıyor. Her ne kadar ödemeyen maliklerden talep etme hakkı olsa da kimse başkası adına bu bedeli ödemek istemiyor. O zaman çözüm bunu taksitlendirmek ve ödenmesini kolaylaştırmak olmalı” diye konuştu.

İMAR BARIŞI SON GÜN NE ZAMAN?

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca uygulamaya konulan “İmar Barışı” düzenlemesinde başvuru süresinin 15 Haziran 2019’a kadar uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararı Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan karar ile 31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılmış ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılar için Yapı Kayıt Belgesi başvuru süresi 15 Haziran 2019’e kadar uzatıldı.

İMAR BARIŞI BAŞVURUSU

Ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapıların kayıt altına alınması amacıyla 31 Aralık 2017'den önce yapılan konut ya da iş yerleri için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri'ne başvurulacak. Kayıt belgesi evlerde tapu gibi bir hüviyet oluşturacak. Başvuruda binaya ait kaç daire olduğu, metrekaresi, yüzölçümü gibi ayrıntılar paylaşılacak. İmar Barışı başvuruları e-devlet üzerinden yapılabiliyor. İmar affı için Bakanlığın yetkilendirdiği kurum ve kuruluşlara da müracaat edilebiliyor. Yenileme ya da yıkım istenirse belediye mevcut imarı uygulayacak.

MÜRACAATTA İSTENEN BELGELER

  • E-Devlet şifresi
  • Geçerli bir cep telefonu numarası
  • Geçerli bir e-posta adresi
  • Beyan edilecek yapının adresi
  • Tapusu varsa ada ve parsel bilgileri
  • Toplam inşaat alanı, konutların ve ticari birimlerin ayrı ayrı toplam alanları (Metrekare)
  • Yapıdaki konut ve ticari birim sayısı
  • Arsa/arazinin emlak vergisi birim değeri (İlgili belediyeden alınabilecek)
  • Yapının bulunduğu arsanın alanı. Varsa tapudaki alan yoksa beyan edilecek alan (Metrekare)
  • Yapı sınıfı (Sistemin sunacağı seçeneklerden seçilecek)
  • İmar mevzuatına aykırılığın tarif edilmesi
  • Yapıyı gösteren ve ayrılık kısmını gösteren birer adet fotoğraf.

İmar barışı nedir?

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hayata geçirdiği ve geniş kesimlerince faydalanılması beklenen imar barışı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. ‘’Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’’ kapsamında uygulanacak olan imar barışı düzenlemesiyle herhangi bir yapı kaydı bulunmayan ya da ruhsata aykırı yapılar için tapu benzeri bir belge olan ‘’ Yapı Kayıt Belgesi’’ verilecek. Böylece vatandaşın mağdur olduğu elektrik, su, doğalgaz aboneliği alamama gibi çeşitli sorunların önüne geçilebilecek.

Düzenleme neleri kapsıyor?

İmar barışı ile ruhsatı bulunmayan ya da imar mevzuatına aykırı olan yapılar kayıt altına alınacak. 31 Aralık 2017 tarihinden önce tamamlanan konut ya da iş yerleri, 31 Aralık 2018 tarihine kadar başvurunun ve istenilen şartların sağlanmış olması durumunda Yapı Kayıt Belgesi almaya hak kazanacak. Başvurular Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri’ne yapılacak. Yapı Kayıt Belgesi ile tapuya benzer şekilde yapının bir kimliği çıkartılacak. Binadaki daire sayısı, metrekare ve yüzölçümü gibi detayların yer alacağı belge için başvurular 2018’in sonunda bitecek ancak hükümet talebe göre bu süreyi 1 yıl daha uzatmaya yetkili olacak. İmar barışı başvuruları şahsen yetkili kuruma giderek ya da e-devlet uygulaması üzerinden online olarak yapılabilecek. Yapı Kayıt Sistemi’ne girilen bilgilerde yapı sahibinin beyanı esas alınacak. Tespit edilen arsa ve emlak yapı değeri üzerinden konutlarda % 3, iş yerlerinde ise % 5 oranında kayıt bedeli alınacak.

https://www.aksam.com.tr/ekonomi/son-dakika-haberleri-2019-imar-barisi-tarife-ucreti-ne-kadar--imar-barisi-hesaplama-basvuru-sartlari/haber-817629

İmar barışında asıl sorunlar tapuda yaşanıyor!

İmar barışı kapsamında yapılan başvuru süreci; yetki belgesi alınması safhasında kolay geçerken asıl sorunlar son aşama olan tapu alma safhasında yaşanıyor.

Bugüne kadar 10 milyon kişinin başvuruda bulunduğu ve şimdiye kadar 17 milyar lira paranın toplandığı İmar Barışı başvuru süresi 15 hazirana ve harçların yatırılacağı son gün ise 30 hazirana kadar uzatıldı.

İlk aşama olan yapı kayıt belgesi alınması safhası kişisel olarak beyan edilen bilgilerle geçildiği ve bunun karşılığında sistem tarafından hesaplanan harç tutarının yatırılmasıyla geçirildiği için kolaylıkla tamamlanabiliyor.

Asıl sorunlar son safha olan tapu alımlarında yaşanıyor. Yaklaşık olarak yapı kayıt belgesinde ödenen tutara yakın ikinci bir miktarın da tapu çıkarılması sürecinde ödenmesi gereken bu safhada 2 önemli problemle karşılaşılıyor.

Beyan edilen bilgilerin doğru olması gerekiyor

Bunlardan biri ilk safha olan yapı kayıt belgesi alınması sırasında beyan edilen bilgilerin yanlış olmasından kaynaklanıyor. Tapuda ortaya çıkan hatalı bilgilere göre vatandaştan gerekli düzeltmeleri yapması ve aradaki farkı ödemesi isteniyor. Hatta bazı suistimal yaşanan durumlarda (örneğin 31 aralık 2017 tarihinden sonra yapılan binaların bu tarihten önce yapılmış olmasını beyan etmek gibi) yapı kayıt belgesi iptal edildiği gibi yatırılan harç parası da ceza olarak hatalı beyanat yapana geri ödenmiyor.

Tapuda yüzde 100 uzlaşma aranıyor

Diğer sorun ise; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı belli bir oranla değil yüzde 100 katılımla imar barışı başvurusu istiyor. Bunun anlamı şu: Diyelimki 10 dairelik bir apartmanda 9 kişi imar barışı sürecinden faydalanmak istiyor, 1 daire ise faydalanmak istemiyor. Burada 9 daire başvurup diğer dairenin de yapı kayıt belgesi harcını yatırması mümkün (burada daha sonra ödeme yapmayan daireye dava açma hakları bulunuyor), bu şekilde 10 daire için de yapı kayıt belgesi alınıyor. Ancak iş tapuların çıkarılması safhasına geldiğinde tapu dairesinde 10 daire sahibinin de yüzde 100 uzlaşmış olması isteniyor. İlk başta İmar barışı için hazırlanan taslakta 3’te 2 çoğunlukla kat mülkiyeti kurulması için yeterli olması maddesi yer alsa da bu konunun kötü niyetli kişilerce farklı kullanılabileceği riski taşıması nedeniyle daha sonra tapuda yüzde 100 uzlaşma şartı olarak uygulamaya alındı. Yani burada yapı kayıt belgesi alınması esnasında katılmayan kişinin harç parasını diğer daireler karşılayabilirken tapu alınması safhasında o kişinin tapu harcını yatırmak tek başına yeterli olmuyor, o daire sahibi veya sahiplerinin de tapuya giderek uzlaşmış olması şartı aranıyor.

https://www.emlakdream.com/imar-barisinda-asil-sorunlar-tapuda-cikiyor/

Bakan Kurum’dan 'Türkiye Emlak Katılım Bankası' açıklaması

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum yaptığı açıklamada "Türkiye Emlak Katılım Bankasının 93 yıllık mirası ve tarihi var. Bankanın tekrar faaliyete başlaması için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Bankanın temel stratejilerini, müşteriye ulaşacağı kanalları ve sunacağı hizmet gruplarını belirledik. Nihai noktaya geldik” dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum Türkiye Emlak Katılım Bankasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Kurum bankayı çok yakın bir zamanda açmayı planladıklarını söyledi. Kurum açılışta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da olacağını belirtti. Kurum, "Türkiye Emlak Katılım Bankasının 93 yıllık mirası ve tarihi var. Bankanın tekrar faaliyete başlaması için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Bankanın temel stratejilerini, müşteriye ulaşacağı kanalları ve sunacağı hizmet gruplarını belirledik. Nihai noktaya geldik" şeklinde konuştu.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 31 Mart seçimlerinden sonra 4,5 yıl genel ve yerel seçimlerin olmadığı bir dönem yaşanacağını belirtti. Uzun yıllardan sonra ilk kez bu kadar süre içinde seçim yapılmayacağını kaydeden Bakan Kurum, bu süreci bakanlık olarak çok iyi değerlendirmek istediklerini anlattı. Murat Kurum, "Önümüzdeki 5 yıllık dönemi doğru planlarsak, planlama çalışmalarını daha uzun vadeli olarak yaparsak, bu soruna bir dur diyebileceğimizi düşünüyorum" dedi.

TÜRKİYE MEKANSAL STRATEJİ PLANI

Bakan Kurum, şehirlerin plansız bir şekilde büyüdüğünü gördüklerini, plansız yapılaşma ve sanayileşmenin sonucu ortaya bugünkü fotoğrafın ortaya çıktığını söyledi. Bunun önüne geçmek için Türkiye Mekansal Strateji Planı hazırladıklarını anlatan Bakan Kurum, şöyle konuştu:

"Mekansal Strateji Planımız, her şehrin adeta kendine ait bir anayasası olacaktır. Bu plana göre tarım ve turizm arazilerimizi koruyarak, çevreye ve doğaya karşı duyarlı yeni sanayi alanları oluşturacak, ülkemizin ekonomisine ve istihdamına katkı sağlayacağız. Bu plan, şehirlerimizin tek düzeleşmesine, kırsal alanlarımızın yok oluşuna karşı geliştirdiğimiz bir aksiyon planıdır. Yer seçimi doğru yapılmamış yatırımlara, yanlış arazi kullanımına, altyapı yetersizliklerine, şehrin kimliğini bozan yanlış uygulamalara karşı geliştirdiğimiz ulusal bir projedir."

’KARINCADAN BİLE SORUMLUYUZ’

Sorumluluklarının çok büyük olduğunu dile getiren Bakan Kurum, bir karıncadan bile kendilerini sorumlu hissettiklerini söyledi. Murat Kurum, "Kış mevsiminde sokaklarda zor şartlarda yaşayan hayvanların barınma ihtiyacından da hepimiz sorumluyuz. Bir akarsuyun temiz kalarak balıklara ve çevreye zarar vermemesi de hepimizin sorumluluğunda. Şehirlerimizde soluduğumuz havanın kalitesinden, çocuklarımızın daha güzel ortamlarda yaşamasına kadar her şey yine bizim sorumluğumuzda" dedi.

İL MÜDÜRLERİNE SIFIR ATIK TALİMATI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde ’Sıfır Atık Projesi’ başlatıldığını aktaran Kurum, bu projede ciddi mesafeler kat ettiklerini söyledi. Kurum, "Bugün itibariyle uygulamaya geçen kurum ve kuruluş sayımız 11 bin 800’e ulaştı. Önümüzdeki 100 gün içerisinde bu sayıyı 13 bine hep birlikte çıkaracağız. Sıfır atıkta hedefimiz 2023 yılında yıllık 20 milyar lira tasarruf elde etmek, en az 100 bin vatandaşımıza da istihdam sağlamaktır. Yani bu projeyle bizler, devletimize ve milletimize 20 milyar TL kazandırıyor, israfa mani oluyor, işsizlerimize iş imkanı sağlıyoruz. Bugün burada il müdürlerime, ’illerinize gittiğinizde ’Sıfır Atık’ projesine geçmemiş kurum ve kuruluşları tespit edip harekete geçeceksiniz’ talimatı verdim. Hele hele illerinizde Sıfır Atık’a geçmemiş hiçbir valilik, belediye binası görmek istemiyorum" diye konuştu.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ PROJELERİNDE KARADENİZ ÖNCELİKLİ

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, iklim değişikliğinin dünyada ve Türkiye’de günlük yaşamı olumsuz etkilemeye başladığını dile getirdi. Seller, kuraklık, uzun süreli orman yangınları gibi afetlerin artık dünyada daha sık yaşandığını aktaran Kurum, şöyle devam etti:

"Küresel ortalama sıcaklıklar, her yıl yeni bir rekor kırıyor. Deniz suları, 1880 yılından bu yana 20 santimetreden fazla yükseldi. 1993 yılından bu yana ise denizlerde yükseliş 2 kat daha hızlı artmaya başladı. İklim değişikliğine sebep olan sera gazı salınımı bu hızla devam ederse, yaşanacak küresel ekonomik kayıp 2050 yılına kadar 500 milyar doları geçecek. Bu kayıpları önlemek ve iklim değişikliği ile mücadele etmek için küresel işbirliği büyük bir zaruret. Ülkemizde küresel iklim değişikliği ile mücadele için 2030 yol haritamızı belirledik. 2030 yılında sera gazı emisyonlarında, yüzde 21’e kadar artıştan azaltmayı hedefliyoruz. İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı hazırlıklarımız ise devam ediyor. Karadeniz Bölgesi’ne dair çalışmamızı öncelikli olarak başlattık. Karadeniz Bölgesi’nde sel, taşkın ve heyelan gibi afetlerin sayısı ve sıklığı arttı. Bölgede yer alan 18 ildeki yerleşim yerlerinin iklim değişikliğine direncinin arttırılmasına yönelik eylem planını hazırlıyoruz. Karadeniz Bölgesi’nde başlattığımız bu çalışmayı, 2023 yılına kadar 7 bölgemizde tamamlamış olacağız."

YENİ PROJELER ÇOK KATLI OLMAYACAK

Kentsel dönüşüm konusunda hedeflerinin yılda en az 300 bin konutu dönüştürmek olduğunu belirten Bakan Kurum, "Allah izin verirse gelecek 20 yıl içinde Türkiye genelinde yaklaşık 6 milyon 700 bin konutu dönüştüreceğiz. Ülkemizdeki tüm şehirlerdeki tarihi ve kültürel kent meydanlarını yenileyeceğiz. Deprem riski bulunan konutlarımızı, planlı bir şekilde kentsel dönüşümden geçireceğiz. Kesinlikle çok katlı olmayacak. Yeni alanlarda 4- 5 katı geçmeyecek. Eski alanlarda ise çevre imarına uygun 8- 10 katı geçmeyecek şekilde yapacağız. Bununla ilgili yasal düzenlemeler de yapıldı. Artık kentsel dönüşüm projelerinde hem maddi, hem de teknik anlamda belli teminatlar istiyoruz. Teminatları sağlayacak firmalarımız bu dönüşümlere girecek. Ya tamamlama sigortası, ya da bakanlığın belirleyeceği teknik ve mali kriterlere uygun firmalar bu projelere girecekler" şeklinde konuştu.

İMAR BARIŞINDAKİ SON RAKAMLAR

30 Haziran’a kadar imar barışı süresini uzattıklarını anlatan Murat Kurum, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İmar barışında, toplam başvurulan bağımsız bölüm sayısı 9 milyon 687 bin 604’tür. Toplam tutarsa yaklaşık 17 milyar liradır. İmar Barış sürecini tamamladığımızda, ülkemizdeki tüm imarsız, imara aykırı, iskansız, mimarlık ve mühendislik hizmetlerinden yeterince faydalanamamış konut stokumuzu belirlemiş olacağız. Tüm inşa faaliyetlerimiz için dev bir arşive sahip olacağız. Tapu ve kadastro faaliyetleri, hazinemize 2017 yılında 10,7 milyar lira, 2018 yılında ise bu rakamı 700 milyon TL arttırarak, 11.4 milyar lira harç geliri sağladık. Tapu senetlerimiz artık daha net, kısa ve sade bilgiler ile hazırlanıyor."

’EMLAK BANKAMIZI KURUYORUZ’

Bakan Kurum, Emlak Bankası’nı kuracaklarını belirterek, ithalatı azaltacaklarını aktardı. Murat Kurum, "Türkiye Emlak Katılım Bankası’nın 93 yıllık mirası ve tarihi var. Bankanın tekrar faaliyetlerine başlaması için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Bankanın temel stratejilerini, müşteriye ulaşacağı kanalları ve sunacağı ürün- hizmet gruplarını belirledik. Nihai noktaya geldik. BDDK’ya faaliyet izni için başvurumuzu yaptık. Bankamızı, Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle çok kısa bir süre sonra hizmete açmayı planlıyoruz. Bankamız, ithal ikameli malların ülkemizde üretilebilmesi için ayrıca firmalara faizsiz veya çok düşük faizli kredi verilebilmesi için çalışmalar yapacaktır" dedi.

ÇEVRE ETİKETİ GELİYOR

Avrupa Birliği’ne yapılan ihracat başta olmak üzere tüm dünyada uygulanan ’çevre etiketi’ sistemi olduğunu kaydeden Bakan Kurum, şöyle konuştu:

"Firmaların ürünlerini üretirken çevreyi kirletmediklerini, hayvanlara zarar vermediklerini, insan sağlığını tehdit etmediklerini ortaya koyan bir etiketleme sistemi. Tamamen gönüllük esasına dayalı bir sistem. Firma, ürününü yurt dışına satarken, çevreyi kirletmeyen ve sağlığa zararlı olmayan bir ürün olduğunu ispatlamış oluyor. Türk ihracatçıları, ihracatlarının yaklaşık yüzde 45’ini AB ülkelerine yapıyor. Türk ürünlerinin çevre duyarlılığı imajını sağlayabilirsek, ihracat payımız hızla artacaktır. Bakanlık olarak harekete geçtik. Seramik, kağıt ve tekstilde çevre etiketi uygulamasına başlıyoruz. Bu sektörler ithalatımızda ana kollar diyebileceğimiz önemli üç sektör. Şu an Bakanlığımız çevre etiketi alma kriterlerini en objektif, bilimsel ve liyakate dayalı şekilde hazırlıyor. Bu etiketin alınmasıyla yerli ve milli üretimimizin dünyaya tanıtılması kolaylaşacak, Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği dünya çapında en az 10 küresel marka hedefine ulaşmada önemli bir kilometre taşı olacaktır."

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/bakan-kurumdan-turkiye-emlak-katilim-bankasi-aciklamasi-41087993

İmar barışı yine uzatıldı! İmar barışı başvurusu nasıl yapılır, son başvuru tarihi ne?

İmar barışı başvurusunda bir uzatma kararı daha geldi ve imar barışı başvuru süresi 6 ay daha uzatıldı. İmar barışından faydalanmak isteyen vatandaşlar merakla imar barışına dair detayları araştırmaya başladı. İşte imar barışı son başvuru tarihi ve imar barışına nasıl başvurulur sorusunun cevabı...

İmar barışı ihtilaflı yapılar için büyük önem taşıyor. İmar barışı başladığı günden beri hme başvuru detayları hem de imar barışı başvuru tarihleri dikkat çekiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca vatandaşın devletle ihtilaflı durumunun ortadan kaldırılması, imara aykırı, ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması yoluyla bu yapılara yasallık kazandırılması hedefiyle hayata geçen imar barışına 8 Haziran'da başlayan başvurular bir kez daha uzatıldı.

İMAR BARIŞI BAŞVURULARI NE ZAMAN BİTECEK?

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Vatandaşlarımızın yoğun talebi üzerine İmar Barışı’na başvuruları 15 Haziran 2019’a kadar uzatıyoruz. Yapı Kayıt Belgesi bedeli ödemeleri için de son tarihi 30 Haziran 2019 olarak belirledik” dedi.

İMAR BARIŞI BAŞVURUSU NASIL YAPILIR?

Ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapıların kayıt altına alınması amacıyla 31 Aralık 2017'den önce yapılan konut ya da iş yerleri için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri'ne başvurulacak. Kayıt belgesi evlerde tapu gibi bir hüviyet oluşturacak. Başvuruda binaya ait kaç daire olduğu, metrekaresi, yüzölçümü gibi ayrıntılar paylaşılacak.

İmar Barışı başvuruları e-devlet üzerinden yapılabiliyor. İmar affı için Bakanlığın yetkilendirdiği kurum ve kuruluşlara da müracaat edilebiliyor. Yenileme ya da yıkım istenirse belediye mevcut imarı uygulayacak.

İMAR BARIŞI İÇİN GEREKLİ EVRAKLAR

  • E-devlet şifresi
  • Geçerli bir cep telefonu numarası
  • Geçerli bir e-posta adresi
  • Beyan edilecek yapının adresi
  • Tapusu varsa ada ve parsel bilgileri
  • Toplam inşaat alanı; konutların ve işyerlerinin ayrı ayrı toplam alanları (m2)
  • Yapıdaki konut ve işyeri sayısı
  • Arsa/Arazinin emlak vergi birim değeri (TL/m2) (İlgili belediyesinden alınabilecektir.)
  • Yapının bulunduğu arsanın alanı; varsa tapudaki alan yoksa beyan edilecek alan (m2)
  • Yapı sınıfı (sistemin sunacağı seçeneklerden seçilecek)
  • İmar mevzuatına aykırılığın tarif edilmesi
  • Yapıyı gösteren ve ayrılık kısmını gösteren birer adet fotoğraf. (Fotoğrafların dosya formatı .jpg, .jpeg veya .png olmalıdır.)

https://www.sozcu.com.tr/2019/ekonomi/imar-barisi-yine-uzatildi-imar-barisi-basvurusu-nasil-yapilir-son-basvuru-tarihi-ne-2943806/

Tapu Ekpertiz Raporu Telefonla Destek Almak İçin

Lütfen Bizimle İletişime Geçiniz. Size Destek Olalım.

YUKARI